Amerika'da, özellikle "suburban" denilen şehir merkezlerinin dışındaki yerlerde yaşayanlar ki çocuklu ailelerin tercihleri bu genelde, biraz kendi kendilerine kalıyorlar. Öyle sokaklarda yürüyenler filan pek olmuyor. Kayboldunuz mu yandınız, tarif, soracak kimse bulmak bile mesele. Siz istemezseniz günlerce kimseyle görüşmeden, konuşmadan yaşayabilirsiniz. Kapınızı çalan olmaz.
Biz oldukça merkezi bir yerde yaşadığımız halde yine de şehir içi sayılmaz oturduğumuz mahalle. Mahallenin yaş ortalaması da maalesef oldukça yüksek olduğu için (85 civarı, şaka yapmıyorum) çocukların oynayabilecekleri pek arkadaşları yok. Özellikle de dört yaşındaki küçük kızımın. Herkes kendi işinde, gücünde ve derdinde olduğu için arkadaşlarla da biraraya gelmek çok sık yapabildiğimiz birşey değil ki zaten çoğunun çocuklarının yaşları bizimkinden oldukça büyük. E buralarda aile, akraba vs. de olmadığı için Dalya'cım biraz sıkılıyor. Acısı da bizden çıkıyor tabi. Zavallı eşime barbilerle oynamaktan gına geldi:) Büyük kızım bu konuda daha şanslı. Hem çoğu arkadaşımızın çocukları onun yaşıtları, hem de 5. sınıfa gittiği için okuldan da arkadaşları var ara sıra oynamaya gittiği.
Benim akıllı küçük kızım baktı olmuyor, kendi başının çaresine bakmaya karar vermiş. Birgün bana bir kağıt parçası getirdi ve anne buna telefon numaranı yazar mısın dedi. Ben de yuvadan öğretmeni istedi sandım. Yazdım. İki gün sonra telefonum çaldı. Bir bayan, kızımın yuvadan arkadaşının annesi, daha önce arayamadığı için özür diliyor. Bizimki arkadaşının babasının eline tutuşturmuş bu annemin numarası, oynamak için buluşmak istiyoruz Dora ile, annemi arayın diye, bey de eşine vermiş, kadıncağız da arıyor. Olayın direkt benimle ilgisi olmadığı anlaşılınca ikimiz de pek şaştık kızlarımızın proaktifliğine ve gurur duyduk. Başlarını becerdiler bir şekilde ve bize buluşma ayarlattılar. Biz anneler de iyi anlaştık. Şimdi hafta da bir buluşuyoruz. Ben kızıma arkadaş bulamadım ama o hem kendine hem bana buldu. Yakında babalar da buluşacak:)